DemonsOfHelL
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İNSAN VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ

Aşağa gitmek

İNSAN VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ Empty İNSAN VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ

Mesaj  poseidon87 Paz Tem. 05, 2009 6:24 pm

İnsanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozgun çıktı. Yaptıklarının bir kısmını kendilerine tattırmaktadır ki vazgeçsinler.
İnsanoğlu yüzyıllardır çevresine ve doğaya verdiği zararların bedelini ödemektedir. Kişisel hırslarla, daha çok kazanmak arzusuyla, tembellikle, sorumsuzlukla doğaya zarar verenler kendilerinin doğanın bir parçası olduklarını ve verdikleri zararın kendilerine döneceği gerçeğini gözardı etmişlerdir. Yüzlerce yıldır çevreye verdiği zarardan çok çeken insanoğlunda bir çevre bilincinin oluşması (en azından önemli bir kısmında) çok yeni sayılır. 1970'li yıllardan sonra Dünya'da çevremizle ilgili hissedilir derecede bir duyarlılık oluşmuş ve bu olgu çevrebilim(ekoloji) adıyla bilimsel platformda yoğun bir şekilde ele alınmaya başlanmıştır. Çevre bilincinin var olabileceğini kimsenin iddia edemeyeceği bir yüzyılda ve bir mekanda, Kuran'ın; insanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozgun çıkacağını, bunun sonuçlarının yine insanoğluna zarar vereceğini söylemesi ve bu konunun önemine dikkatleri yöneltmesi harika bir derstir.(çeviride deniz diye çevirdiğimiz kelimenin Arapçası "bahr"dır. Bu kelime temelde denizleri ifade ettiği gibi göl, ırmak gibi tüm büyük su topluluklarını da ifade etmektedir.) Günümüzde doğa üzerinde hoyratça tasarruflar yapamayacağımızı, eğer buna kalkışırsak bedelini ödeyeceğimizi iyice öğrenmiş bulunuyoruz. Ayrıca her bir insanın çevresine verdiği zararların, sebep olduğu kirliliklerin tüm yeryüzüne karasıyla, deniziyle bütün olarak zarar verdiğini de öğrendik. Bu yüzden hiç kimse bu konuda "Ben istediğimi yaparım. Her koyun kendi bacağından asılır." diyemez. Doğa hepimize Allah'ın bir armağanı olduğuna göre, ona zarar verenleri durdurmak hepimizin, tüm insanlığın ortak görevidir. ÇEVREYE VERİLEN ZARARLAR Çevre kirliliğinin doruğa ulaşmasında 19. yüzyıldaki Sanayi Devrimi'nin büyük etkisi olduğu doğrudur. Fakat çevre kirliliğinin bu tarihte başladığını zannetmek büyük bir hatadır. çevre kirliliği çok eski çağlardan beri vardır. Fakat çevre biliminin ve ciddi bir ekolojik bilincin oluşması yenidir. örneğin ormanların bilerek yakılması insanoğlunun çevreye çağlar boyunca verdiği zararın bir örneğidir. Orman yangını, çağlar öncesinde insanların sık sık yakalandığı sinüzit ve antrakoz (akciğerlerde siyahlaşma) gibi hastalıkların başlıca nedenidir. Fakat bunu yapan insanların, bu hastalıkların sebebinin, doğaya kendi elleriyle verdikleri zararlar olduğunu anladıklarını hiç sanmıyoruz. Ortaçağ'da da çevre kirliliğinin önemli bir sorun olduğu anlaşılmaktadır. İngiltere'de evlerinin önüne insanların dışkılarını atmaları o kadar büyük bir sorun olmuştur ki 1345 yılında bunu yapanlar 2 şilin para cezasına çarptırılmaya başlanmıştır. 12. yüzyılda ise Fransa'da Philippe Auguste sokaklardaki iğrenç atıkların kaldırılmasını ilk emreden kral oldu. Bunun üzerine dışkılarını akarsulara atan halk kendi ana içme suyu kaynaklarını kirletti. çevre kirliliği hakkında ilk bilinen yasa 1388'de İngiltere Parlementosu'nda kabul edildi. Bu yasaya göre akarsulara ve sokaklara dışkı atılmayacaktı. Yasayı uygulamayan yönetici, o çevrede yaşayanlarca kralın mühürdarına şikayet edilecekti. İnsanların kendi elleriyle doğayı kirletmelerinin sonucunda, kendilerinin gördükleri zararın dayanılmaz boyuta ulaşmasıyla, ancak devlet yasasıyla kendilerini koruyacakları kanaatine vararak oluşturdukları ilk yasa, bahsettiğimiz yasadır.

19. yüzyıl sanayileşmesinde ise ortaya çıkan tablo korkunçtur. Tüm sanayi bölgelerinde metalurji ve demir çelik kuruluşları karaları, suları, havayı kirlettiler. Charles Dickens'in romanları, komünizmin teorisyeni Friedrich Engels'in yazıları, Londra'nın kirlenmişliğinin kitaplardaki en bilinen delilleridir. 1930'da hava kirliliğinden Belçika'nın Mosa Vadisi'nde 63 kişi öldü. 1952 yılında ise Londra'da yaşanan felaket çok daha büyüktü. 4000'i aşkın kişi nefes alma zorluğundan, insanların doğayı tahribinin bir sonucu olarak öldü.
Günümüzde de durum pek parlak değildir. Belki böyle toplu ölümlere rastlanmıyor ama Dünya Sağlık örgütü'nün açıklamalarına göre bir milyarı aşkın insan hava kirliliğinin doğrudan tehdidi altındadır. Yıllarca toplanan çöplerin denizlere dökülmesi sonucunda bu pislikten geçmişte ne kadar insanın zarar gördüğünü tespit etmek ise mümkün değildir. üstelik günümüzde de denizlere çöp dökülmesi şeklindeki uygulama tamamen terkedilmiş değildir. Gerek deniz altı canlılarını öldüren, gerekse bunların vücutlarında zararlı maddeler birikmesine yol açan deniz kirliliği, sonuçta yine insanoğluna zarar vermektedir. Günümüzde, sayamadığımız tüm bu kirliliklerin kanser gibi birçok hastalıkta önemli etkisi olduğu kabul edilmektedir.
Görüldüğü gibi insanlık tarihinde insanoğlunun en büyük düşmanlarından biri çevre kirliliğidir. Kuran'ın, çevre bilincinin oluşmadığı bir dönemde bu konuya dikkat çekmesi çok önemlidir. Kuran, insanların elleriyle yazılan kitaplar gibi, kendi toplum bilincinin, sosyolojik yapısının ve aktüel sorunlarının etkisiyle yazılmamıştır. O bütün zamanların ve bütün insanların Efendisi olan Allah'tandır. Bu yüzden Kuran kendi döneminde var olmayan bilgileri, bilinç düzeylerini, geçmişin olduğu kadar, geleceğin de sorunlarını aktarır.
Aynen ayetteki ifadeye uygun olarak insanlar kendi elleriyle yapmakta, kendi elleriyle yaptıkları yüzünden kendileri çekmektedirler. Ayet, insanların başına gelenlerin, önceki davranışlarını düzeltmeleri için bir uyarı olduğunu da aktarmaktadır. Kendi ellerimizle yaptıklarımızı –tüm insanlık olarak ne kadar düzeltirsek başımıza gelmesi olası felaketlerden o derece sakınmış olacağız. Bu yüzden ekolojik dengenin sağlanmasına çabalayan tüm kişi ve kuruluşlara bir şekilde destek vermemizin çok isabetli olacağı kanaatindeyiz.
poseidon87
poseidon87

Mesaj Sayısı : 287
Kayıt tarihi : 03/07/09
Yaş : 37
Nerden : ADANA

https://demonsofhell.yetkin-forum.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz