SULU BOYA TEKNİĞİ
1 sayfadaki 1 sayfası
SULU BOYA TEKNİĞİ
SULU BOYA TEKNİĞİ
Kağıt veya benzeri emici satıh üzerinde tabaka yapmayan su ve sulu boya çeşitleriyle yapılan bir tekniktir.
Suluboya tekniği, hızlı düşünmeyi, hızlı hareket etmeyi, güçlü duyumu, sabırlı ve titiz çalışmayı isteyen, hata kabul etmeyen, oldukça zor bir tekniktir. Hata kabul etmemesi suluboyanın zorluğunu arttırır. Suluboyayı diğer boyalardan ayıran en önemli özellik, onun saydamlığıdır ve zor olan da bu saydamlığı sağlamaktır. Satıh üzerine sürülen renkler üst üste geldiğinde iyi kontrol edilmezse, suluboyada makbul olan şeffaflık bozulabilir ve kirlenmeler başlar. Kirlenen sahalar yıkanarak emici kağıtla temizlenebilirse de böyle bir çalışma sulu boya tekniğinde ustalık ister.
Tekniğin kendisinin olduğu kadar uygulandığı kağıttan dolayı da suluboya genellikle hakim olunması güç bir teknik olarak bilinir. Hernekadar dayanıklılık konusunda yağlıboya ile rekabet edemese de suluboya dayanıklı ve seçkin bir tarihe ve geleceğe sahiptir.
TARİHÇESİ
Suluboyanın bu heyecan verici macerası günümüzden 33.000 yıl önce mağara duvarlarında başlamıştır. Üç amatör mağaracı ilk kez 1994 yılında güneybatı Fransa'nın Ardéche bölgesindeki bir mağarada, mağara duvarlarına suluboya ile yapılmış öküz, ayı ve rengeyiği resimleriyle karşılaşmışlardır.
Pigmentlerin arap zamkıyla ezilmesinden elde edilen ve suyla karıştırılarak kullanılan suluboyanın önce renk yelpazesi gelişmiş, daha sonra suluboya 4.yüzyılda sırasıyla ağaç kabuğundan yapılmış kağıt, ipek kağıt ve pirinç tabanlı bir başka tür kağıtla tanışmıştır.
İran, Hindistan, Japonya ve Çin'den sonra dünyanın her yanında suluboya eserler verilmiştir. Avrupa'da Botticelli'den (1470), Vinci'ye (1497), Albrecht Durer'den (1503), Cezanne'a, Turner'a, John Sell Cotman'a dünyanın en ünlü ressamları suluboyanın sihirli yansımalarına gönül vermişlerdir. Türklerde minyatürcülerle gelişen suluboya, Tanzimat Dönemi’nde Hoca Ali Rıza, Osman Hamdi gibi ressamlarımızla ölümsüzleşmiştir.
Suluboya bir resim tekniği olarak kullanılmadan önce ilk başlarda İngiltere’de mimarlar ve topografya uzmanları tarafından kullanılmaktaydı. 19. yy’ın başlarında Amerika’da suluboya tekniği, yağlıboya ve oymacılık için bir tür taslak çıkarma aracı olarak kullanılırken; İngiliz sanatçılar suluboyayı yağlıboyaya eş değerde apayrı bir teknik olarak kabul etmişlerdir. Bundan sonra suluboya doğal parlaklığı ve hızlı uygulanma kapasitesi sayesinde peyzaj ressamları için ideal bir teknik olmuştur.
SULUBOYA TEKNİĞİNİN DETAYLARI
Suluboya yapmak için gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
• Sulu boya ve paleti
• Kağıt veya başka bir satıh (bez, tahta vb. su emici satıhlar)
• Sulu boya fırçası
• Kağıt germek için sert bir satıh (tahta, kontraplak, cam vb.)
• Kağıt yapıştırmak için bant
• Sünger, papye kağıdı veya suyu emen kağıt veya bez geniş ağızlı bir su kabı
Palet/Gode: Suluboya tekniğinde boyaların karıştırılabilmesi ve istenilen sulandırmanın yapılabilmesi için palet ve gode kullanılır. Tablet sulu boya kaplarının kapları da bu işi görür.
Satıh (Zemin): Suluboya yapılacak satıh, sonucun iyi olması için önemlidir. Satıhın emiciliği, gerili olup olmaması, dokusu, kuru veya nemli olması, gibi nedenler boyanın yapacağı lekeyi etkileyebileceğinden, suluboya yapan kişinin deneyimi ve gözlemleri ile ne tür bir leke elde edeceğini araştırması gerekir.
Tek renkle yapılan suluboya türüne Lavi adı verilir. Bu teknikte boya suyla az veya çok karıştırılarak değişik tonlar elde edilir. Tek renk kullanılan kağıtlar sert bir zemin üzerine ıslatılarak yapıştırılmalıdır. Süngerle veya fırçayla nemlendirilen kağıt genişleme yaptığında sert zemin üzerine bantlarla yapıştırılıp kurumaya bırakılır. Kuruyan kağıt küçülerek gerginleşir. Bu kağıt üzerinde isteğe göre; nemliyken veya kuruyken, ya da kuruyan yerler tekrar nemlendirilerek çalışılır. Resim bittiğinde kuruyan kağıt keskin bir uçla kesilerek çıkartılır.
Kağıtta istenen gerilmeyi sağlayan hazır suluboya blokları da vardır. Kenarlarından zamkla birbirine ve en altta sert bir mukavvaya yapıştırılmış bu bloklar çalışma için büyük kolaylıklar sağlar.
Kullanılan kağıtların nitelikleri suluboya resmin kalitesini etkiler. İnce ve kaba pürüzlü kağıtlarda değişik etkiler elde edileceğinden suluboya kağıdının yapılacak resme göre seçilmesi gerekir. Kağıt suluboya yaparken kullanılan malzemeler arasında en dayanıklısı ve aslında resmin ömrünü belirleyen malzeme olduğundan seçimi de çok önemlidir. Suluboya kağıdının en önemli dokuz özelliği şunlardır:
• Işığı yansıtır
• Resme bir zemin tonu verir
• Fırçaya ve göze bir zemin dokusu sağlar
• Belli bir miktar suyu emer
• Islatıldığında gerginliğini korur
• Boyayı iyi tutabilir
• Fırça darbesinden veya yapıştırıcıdan zarar görmez
• Kuruduğunda esnekliğini korur, boyutları değişmez
• Zaman içinde gerginliğini ve rengini kaybetmez
Çocuğun yaşı küçüldükçe kağıt boyutu büyümelidir. Yaşla kağıt ölçüsü ters orantılıdır. Ana okulundaki çocuklara mümkün olduğunca büyük kağıtlar verilmelidir. Çocukların kas gelişimleri göz önünde tutulmalıdır. Kağıt olarak da ambalaj kağıdı kullanılmalıdır. Ölçü olarak 50cmx35cm den küçük ambalaj kağıdı kullanılmamalıdır. Çalışma sırasında kağıt yatay bir şekilde tutulmalıdır. Aksi halde boyalar akar ve karışır.
Fırça: Suluboyada teknik gereği renkler ne kadar fazla su ile karıştırılırsa, o kadar ışıklı ve aydınlık düşerler. Bundan dolayı suyu tutan büyük fırçalar kulanmak faydalıdır. Fakat bu fırçaların ucunun noktalı olması da unutulamamalıdır. Ayrıca boya, süngerle sürülebileceği gibi püskürtme yoluyla da atılabilir. Boya sürüldüğünde ıslakken fazla suyu veya koyuluğu, emici kağıtlarla alınarak kurutulup renk tonu açılabilir.
Kullanılacak fırça suya girdiğinde sivri uç yapan ve kıvrılmayan tipten olmalıdır. Samur fırçalar sulu boya için en iyileridir. Çalışma türüne göre fırça kalınlığı değiştirilebilirse de 10 numara bir samur fırçayla en ince çizgiler çizilebileceği gibi büyük lekeler de rahatlıkla boyanabilir. Samur fırçalar pahalı olmalarına karşın iyi kullanıldığında bir ömür boyu kullanılabilir. Fırça hiçbir zaman kılları üzerine bırakılmamalı, her zaman temiz kullanılmalı ve kılların kıvrılmamasına dikkat edilmelidir.
Ana okulundaki çocuklara yinSULUBOYA
Kağıt veya benzeri emici satıh üzerinde tabaka yapmayan su ve sulu boya çeşitleriyle yapılan bir tekniktir.
Suluboya tekniği, hızlı düşünmeyi, hızlı hareket etmeyi, güçlü duyumu, sabırlı ve titiz çalışmayı isteyen, hata kabul etmeyen, oldukça zor bir tekniktir. Hata kabul etmemesi suluboyanın zorluğunu arttırır. Suluboyayı diğer boyalardan ayıran en önemli özellik, onun saydamlığıdır ve zor olan da bu saydamlığı sağlamaktır. Satıh üzerine sürülen renkler üst üste geldiğinde iyi kontrol edilmezse, suluboyada makbul olan şeffaflık bozulabilir ve kirlenmeler başlar. Kirlenen sahalar yıkanarak emici kağıtla temizlenebilirse de böyle bir çalışma sulu boya tekniğinde ustalık ister.
Tekniğin kendisinin olduğu kadar uygulandığı kağıttan dolayı da suluboya genellikle hakim olunması güç bir teknik olarak bilinir. Hernekadar dayanıklılık konusunda yağlıboya ile rekabet edemese de suluboya dayanıklı ve seçkin bir tarihe ve geleceğe sahiptir.
TARİHÇESİ
Suluboyanın bu heyecan verici macerası günümüzden 33.000 yıl önce mağara duvarlarında başlamıştır. Üç amatör mağaracı ilk kez 1994 yılında güneybatı Fransa'nın Ardéche bölgesindeki bir mağarada, mağara duvarlarına suluboya ile yapılmış öküz, ayı ve rengeyiği resimleriyle karşılaşmışlardır.
Pigmentlerin arap zamkıyla ezilmesinden elde edilen ve suyla karıştırılarak kullanılan suluboyanın önce renk yelpazesi gelişmiş, daha sonra suluboya 4.yüzyılda sırasıyla ağaç kabuğundan yapılmış kağıt, ipek kağıt ve pirinç tabanlı bir başka tür kağıtla tanışmıştır.
İran, Hindistan, Japonya ve Çin'den sonra dünyanın her yanında suluboya eserler verilmiştir. Avrupa'da Botticelli'den (1470), Vinci'ye (1497), Albrecht Durer'den (1503), Cezanne'a, Turner'a, John Sell Cotman'a dünyanın en ünlü ressamları suluboyanın sihirli yansımalarına gönül vermişlerdir. Türklerde minyatürcülerle gelişen suluboya, Tanzimat Dönemi’nde Hoca Ali Rıza, Osman Hamdi gibi ressamlarımızla ölümsüzleşmiştir.
Suluboya bir resim tekniği olarak kullanılmadan önce ilk başlarda İngiltere’de mimarlar ve topografya uzmanları tarafından kullanılmaktaydı. 19. yy’ın başlarında Amerika’da suluboya tekniği, yağlıboya ve oymacılık için bir tür taslak çıkarma aracı olarak kullanılırken; İngiliz sanatçılar suluboyayı yağlıboyaya eş değerde apayrı bir teknik olarak kabul etmişlerdir. Bundan sonra suluboya doğal parlaklığı ve hızlı uygulanma kapasitesi sayesinde peyzaj ressamları için ideal bir teknik olmuştur.
SULUBOYA TEKNİĞİNİN DETAYLARI
Suluboya yapmak için gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
• Sulu boya ve paleti
• Kağıt veya başka bir satıh (bez, tahta vb. su emici satıhlar)
• Sulu boya fırçası
• Kağıt germek için sert bir satıh (tahta, kontraplak, cam vb.)
• Kağıt yapıştırmak için bant
• Sünger, papye kağıdı veya suyu emen kağıt veya bez geniş ağızlı bir su kabı
Palet/Gode: Suluboya tekniğinde boyaların karıştırılabilmesi ve istenilen sulandırmanın yapılabilmesi için palet ve gode kullanılır. Tablet sulu boya kaplarının kapları da bu işi görür.
Satıh (Zemin): Suluboya yapılacak satıh, sonucun iyi olması için önemlidir. Satıhın emiciliği, gerili olup olmaması, dokusu, kuru veya nemli olması, gibi nedenler boyanın yapacağı lekeyi etkileyebileceğinden, suluboya yapan kişinin deneyimi ve gözlemleri ile ne tür bir leke elde edeceğini araştırması gerekir.
Tek renkle yapılan suluboya türüne Lavi adı verilir. Bu teknikte boya suyla az veya çok karıştırılarak değişik tonlar elde edilir. Tek renk kullanılan kağıtlar sert bir zemin üzerine ıslatılarak yapıştırılmalıdır. Süngerle veya fırçayla nemlendirilen kağıt genişleme yaptığında sert zemin üzerine bantlarla yapıştırılıp kurumaya bırakılır. Kuruyan kağıt küçülerek gerginleşir. Bu kağıt üzerinde isteğe göre; nemliyken veya kuruyken, ya da kuruyan yerler tekrar nemlendirilerek çalışılır. Resim bittiğinde kuruyan kağıt keskin bir uçla kesilerek çıkartılır.
Kağıtta istenen gerilmeyi sağlayan hazır suluboya blokları da vardır. Kenarlarından zamkla birbirine ve en altta sert bir mukavvaya yapıştırılmış bu bloklar çalışma için büyük kolaylıklar sağlar.
Kullanılan kağıtların nitelikleri suluboya resmin kalitesini etkiler. İnce ve kaba pürüzlü kağıtlarda değişik etkiler elde edileceğinden suluboya kağıdının yapılacak resme göre seçilmesi gerekir. Kağıt suluboya yaparken kullanılan malzemeler arasında en dayanıklısı ve aslında resmin ömrünü belirleyen malzeme olduğundan seçimi de çok önemlidir. Suluboya kağıdının en önemli dokuz özelliği şunlardır:
• Işığı yansıtır
• Resme bir zemin tonu verir
• Fırçaya ve göze bir zemin dokusu sağlar
• Belli bir miktar suyu emer
• Islatıldığında gerginliğini korur
• Boyayı iyi tutabilir
• Fırça darbesinden veya yapıştırıcıdan zarar görmez
• Kuruduğunda esnekliğini korur, boyutları değişmez
• Zaman içinde gerginliğini ve rengini kaybetmez
Çocuğun yaşı küçüldükçe kağıt boyutu büyümelidir. Yaşla kağıt ölçüsü ters orantılıdır. Ana okulundaki çocuklara mümkün olduğunca büyük kağıtlar verilmelidir. Çocukların kas gelişimleri göz önünde tutulmalıdır. Kağıt olarak da ambalaj kağıdı kullanılmalıdır. Ölçü olarak 50cmx35cm den küçük ambalaj kağıdı kullanılmamalıdır. Çalışma sırasında kağıt yatay bir şekilde tutulmalıdır. Aksi halde boyalar akar ve karışır.
Fırça: Suluboyada teknik gereği renkler ne kadar fazla su ile karıştırılırsa, o kadar ışıklı ve aydınlık düşerler. Bundan dolayı suyu tutan büyük fırçalar kulanmak faydalıdır. Fakat bu fırçaların ucunun noktalı olması da unutulamamalıdır. Ayrıca boya, süngerle sürülebileceği gibi püskürtme yoluyla da atılabilir. Boya sürüldüğünde ıslakken fazla suyu veya koyuluğu, emici kağıtlarla alınarak kurutulup renk tonu açılabilir.
Kullanılacak fırça suya girdiğinde sivri uç yapan ve kıvrılmayan tipten olmalıdır. Samur fırçalar sulu boya için en iyileridir. Çalışma türüne göre fırça kalınlığı değiştirilebilirse de 10 numara bir samur fırçayla en ince çizgiler çizilebileceği gibi büyük lekeler de rahatlıkla boyanabilir. Samur fırçalar pahalı olmalarına karşın iyi kullanıldığında bir ömür boyu kullanılabilir. Fırça hiçbir zaman kılları üzerine bırakılmamalı, her zaman temiz kullanılmalı ve kılların kıvrılmamasına dikkat edilmelidir.
Ana okulundaki çocuklara yine kağıt seçiminde olduğu gibi büyük boyda fırçalar verilmelidir.
Boya: Suluboya tipleri genellikle çeşitli tabletler biçiminde veya tüp içinde krem halindedir. Kağıt üzerine sürülmüş yoğun renklerden oluşan sulu boyalar pastel veya kalem boya şeklinde kağıda çizilip fırçayla sulandırılarak dağıtılan tipleri de vardır. Bu boyaların şeffaf (transparent) aguarel ve şeffaf olmayan (opak) tempera tipleri bulunmaktadır. Suluboyada beyaz renk genellikle kullanılmaz. Kağıdın beyazlığı beyaz rengin görevini görür. Sürülen renk; su çok boya az olursa şeffaflık çoğalacağından beyazlık çoğalır.
Piyasada satılan suluboya çeşitleri ana okulu çocukları için zararlı olduğundan bunları kollanmamak
Kağıt veya benzeri emici satıh üzerinde tabaka yapmayan su ve sulu boya çeşitleriyle yapılan bir tekniktir.
Suluboya tekniği, hızlı düşünmeyi, hızlı hareket etmeyi, güçlü duyumu, sabırlı ve titiz çalışmayı isteyen, hata kabul etmeyen, oldukça zor bir tekniktir. Hata kabul etmemesi suluboyanın zorluğunu arttırır. Suluboyayı diğer boyalardan ayıran en önemli özellik, onun saydamlığıdır ve zor olan da bu saydamlığı sağlamaktır. Satıh üzerine sürülen renkler üst üste geldiğinde iyi kontrol edilmezse, suluboyada makbul olan şeffaflık bozulabilir ve kirlenmeler başlar. Kirlenen sahalar yıkanarak emici kağıtla temizlenebilirse de böyle bir çalışma sulu boya tekniğinde ustalık ister.
Tekniğin kendisinin olduğu kadar uygulandığı kağıttan dolayı da suluboya genellikle hakim olunması güç bir teknik olarak bilinir. Hernekadar dayanıklılık konusunda yağlıboya ile rekabet edemese de suluboya dayanıklı ve seçkin bir tarihe ve geleceğe sahiptir.
TARİHÇESİ
Suluboyanın bu heyecan verici macerası günümüzden 33.000 yıl önce mağara duvarlarında başlamıştır. Üç amatör mağaracı ilk kez 1994 yılında güneybatı Fransa'nın Ardéche bölgesindeki bir mağarada, mağara duvarlarına suluboya ile yapılmış öküz, ayı ve rengeyiği resimleriyle karşılaşmışlardır.
Pigmentlerin arap zamkıyla ezilmesinden elde edilen ve suyla karıştırılarak kullanılan suluboyanın önce renk yelpazesi gelişmiş, daha sonra suluboya 4.yüzyılda sırasıyla ağaç kabuğundan yapılmış kağıt, ipek kağıt ve pirinç tabanlı bir başka tür kağıtla tanışmıştır.
İran, Hindistan, Japonya ve Çin'den sonra dünyanın her yanında suluboya eserler verilmiştir. Avrupa'da Botticelli'den (1470), Vinci'ye (1497), Albrecht Durer'den (1503), Cezanne'a, Turner'a, John Sell Cotman'a dünyanın en ünlü ressamları suluboyanın sihirli yansımalarına gönül vermişlerdir. Türklerde minyatürcülerle gelişen suluboya, Tanzimat Dönemi’nde Hoca Ali Rıza, Osman Hamdi gibi ressamlarımızla ölümsüzleşmiştir.
Suluboya bir resim tekniği olarak kullanılmadan önce ilk başlarda İngiltere’de mimarlar ve topografya uzmanları tarafından kullanılmaktaydı. 19. yy’ın başlarında Amerika’da suluboya tekniği, yağlıboya ve oymacılık için bir tür taslak çıkarma aracı olarak kullanılırken; İngiliz sanatçılar suluboyayı yağlıboyaya eş değerde apayrı bir teknik olarak kabul etmişlerdir. Bundan sonra suluboya doğal parlaklığı ve hızlı uygulanma kapasitesi sayesinde peyzaj ressamları için ideal bir teknik olmuştur.
SULUBOYA TEKNİĞİNİN DETAYLARI
Suluboya yapmak için gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
• Sulu boya ve paleti
• Kağıt veya başka bir satıh (bez, tahta vb. su emici satıhlar)
• Sulu boya fırçası
• Kağıt germek için sert bir satıh (tahta, kontraplak, cam vb.)
• Kağıt yapıştırmak için bant
• Sünger, papye kağıdı veya suyu emen kağıt veya bez geniş ağızlı bir su kabı
Palet/Gode: Suluboya tekniğinde boyaların karıştırılabilmesi ve istenilen sulandırmanın yapılabilmesi için palet ve gode kullanılır. Tablet sulu boya kaplarının kapları da bu işi görür.
Satıh (Zemin): Suluboya yapılacak satıh, sonucun iyi olması için önemlidir. Satıhın emiciliği, gerili olup olmaması, dokusu, kuru veya nemli olması, gibi nedenler boyanın yapacağı lekeyi etkileyebileceğinden, suluboya yapan kişinin deneyimi ve gözlemleri ile ne tür bir leke elde edeceğini araştırması gerekir.
Tek renkle yapılan suluboya türüne Lavi adı verilir. Bu teknikte boya suyla az veya çok karıştırılarak değişik tonlar elde edilir. Tek renk kullanılan kağıtlar sert bir zemin üzerine ıslatılarak yapıştırılmalıdır. Süngerle veya fırçayla nemlendirilen kağıt genişleme yaptığında sert zemin üzerine bantlarla yapıştırılıp kurumaya bırakılır. Kuruyan kağıt küçülerek gerginleşir. Bu kağıt üzerinde isteğe göre; nemliyken veya kuruyken, ya da kuruyan yerler tekrar nemlendirilerek çalışılır. Resim bittiğinde kuruyan kağıt keskin bir uçla kesilerek çıkartılır.
Kağıtta istenen gerilmeyi sağlayan hazır suluboya blokları da vardır. Kenarlarından zamkla birbirine ve en altta sert bir mukavvaya yapıştırılmış bu bloklar çalışma için büyük kolaylıklar sağlar.
Kullanılan kağıtların nitelikleri suluboya resmin kalitesini etkiler. İnce ve kaba pürüzlü kağıtlarda değişik etkiler elde edileceğinden suluboya kağıdının yapılacak resme göre seçilmesi gerekir. Kağıt suluboya yaparken kullanılan malzemeler arasında en dayanıklısı ve aslında resmin ömrünü belirleyen malzeme olduğundan seçimi de çok önemlidir. Suluboya kağıdının en önemli dokuz özelliği şunlardır:
• Işığı yansıtır
• Resme bir zemin tonu verir
• Fırçaya ve göze bir zemin dokusu sağlar
• Belli bir miktar suyu emer
• Islatıldığında gerginliğini korur
• Boyayı iyi tutabilir
• Fırça darbesinden veya yapıştırıcıdan zarar görmez
• Kuruduğunda esnekliğini korur, boyutları değişmez
• Zaman içinde gerginliğini ve rengini kaybetmez
Çocuğun yaşı küçüldükçe kağıt boyutu büyümelidir. Yaşla kağıt ölçüsü ters orantılıdır. Ana okulundaki çocuklara mümkün olduğunca büyük kağıtlar verilmelidir. Çocukların kas gelişimleri göz önünde tutulmalıdır. Kağıt olarak da ambalaj kağıdı kullanılmalıdır. Ölçü olarak 50cmx35cm den küçük ambalaj kağıdı kullanılmamalıdır. Çalışma sırasında kağıt yatay bir şekilde tutulmalıdır. Aksi halde boyalar akar ve karışır.
Fırça: Suluboyada teknik gereği renkler ne kadar fazla su ile karıştırılırsa, o kadar ışıklı ve aydınlık düşerler. Bundan dolayı suyu tutan büyük fırçalar kulanmak faydalıdır. Fakat bu fırçaların ucunun noktalı olması da unutulamamalıdır. Ayrıca boya, süngerle sürülebileceği gibi püskürtme yoluyla da atılabilir. Boya sürüldüğünde ıslakken fazla suyu veya koyuluğu, emici kağıtlarla alınarak kurutulup renk tonu açılabilir.
Kullanılacak fırça suya girdiğinde sivri uç yapan ve kıvrılmayan tipten olmalıdır. Samur fırçalar sulu boya için en iyileridir. Çalışma türüne göre fırça kalınlığı değiştirilebilirse de 10 numara bir samur fırçayla en ince çizgiler çizilebileceği gibi büyük lekeler de rahatlıkla boyanabilir. Samur fırçalar pahalı olmalarına karşın iyi kullanıldığında bir ömür boyu kullanılabilir. Fırça hiçbir zaman kılları üzerine bırakılmamalı, her zaman temiz kullanılmalı ve kılların kıvrılmamasına dikkat edilmelidir.
Ana okulundaki çocuklara yinSULUBOYA
Kağıt veya benzeri emici satıh üzerinde tabaka yapmayan su ve sulu boya çeşitleriyle yapılan bir tekniktir.
Suluboya tekniği, hızlı düşünmeyi, hızlı hareket etmeyi, güçlü duyumu, sabırlı ve titiz çalışmayı isteyen, hata kabul etmeyen, oldukça zor bir tekniktir. Hata kabul etmemesi suluboyanın zorluğunu arttırır. Suluboyayı diğer boyalardan ayıran en önemli özellik, onun saydamlığıdır ve zor olan da bu saydamlığı sağlamaktır. Satıh üzerine sürülen renkler üst üste geldiğinde iyi kontrol edilmezse, suluboyada makbul olan şeffaflık bozulabilir ve kirlenmeler başlar. Kirlenen sahalar yıkanarak emici kağıtla temizlenebilirse de böyle bir çalışma sulu boya tekniğinde ustalık ister.
Tekniğin kendisinin olduğu kadar uygulandığı kağıttan dolayı da suluboya genellikle hakim olunması güç bir teknik olarak bilinir. Hernekadar dayanıklılık konusunda yağlıboya ile rekabet edemese de suluboya dayanıklı ve seçkin bir tarihe ve geleceğe sahiptir.
TARİHÇESİ
Suluboyanın bu heyecan verici macerası günümüzden 33.000 yıl önce mağara duvarlarında başlamıştır. Üç amatör mağaracı ilk kez 1994 yılında güneybatı Fransa'nın Ardéche bölgesindeki bir mağarada, mağara duvarlarına suluboya ile yapılmış öküz, ayı ve rengeyiği resimleriyle karşılaşmışlardır.
Pigmentlerin arap zamkıyla ezilmesinden elde edilen ve suyla karıştırılarak kullanılan suluboyanın önce renk yelpazesi gelişmiş, daha sonra suluboya 4.yüzyılda sırasıyla ağaç kabuğundan yapılmış kağıt, ipek kağıt ve pirinç tabanlı bir başka tür kağıtla tanışmıştır.
İran, Hindistan, Japonya ve Çin'den sonra dünyanın her yanında suluboya eserler verilmiştir. Avrupa'da Botticelli'den (1470), Vinci'ye (1497), Albrecht Durer'den (1503), Cezanne'a, Turner'a, John Sell Cotman'a dünyanın en ünlü ressamları suluboyanın sihirli yansımalarına gönül vermişlerdir. Türklerde minyatürcülerle gelişen suluboya, Tanzimat Dönemi’nde Hoca Ali Rıza, Osman Hamdi gibi ressamlarımızla ölümsüzleşmiştir.
Suluboya bir resim tekniği olarak kullanılmadan önce ilk başlarda İngiltere’de mimarlar ve topografya uzmanları tarafından kullanılmaktaydı. 19. yy’ın başlarında Amerika’da suluboya tekniği, yağlıboya ve oymacılık için bir tür taslak çıkarma aracı olarak kullanılırken; İngiliz sanatçılar suluboyayı yağlıboyaya eş değerde apayrı bir teknik olarak kabul etmişlerdir. Bundan sonra suluboya doğal parlaklığı ve hızlı uygulanma kapasitesi sayesinde peyzaj ressamları için ideal bir teknik olmuştur.
SULUBOYA TEKNİĞİNİN DETAYLARI
Suluboya yapmak için gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
• Sulu boya ve paleti
• Kağıt veya başka bir satıh (bez, tahta vb. su emici satıhlar)
• Sulu boya fırçası
• Kağıt germek için sert bir satıh (tahta, kontraplak, cam vb.)
• Kağıt yapıştırmak için bant
• Sünger, papye kağıdı veya suyu emen kağıt veya bez geniş ağızlı bir su kabı
Palet/Gode: Suluboya tekniğinde boyaların karıştırılabilmesi ve istenilen sulandırmanın yapılabilmesi için palet ve gode kullanılır. Tablet sulu boya kaplarının kapları da bu işi görür.
Satıh (Zemin): Suluboya yapılacak satıh, sonucun iyi olması için önemlidir. Satıhın emiciliği, gerili olup olmaması, dokusu, kuru veya nemli olması, gibi nedenler boyanın yapacağı lekeyi etkileyebileceğinden, suluboya yapan kişinin deneyimi ve gözlemleri ile ne tür bir leke elde edeceğini araştırması gerekir.
Tek renkle yapılan suluboya türüne Lavi adı verilir. Bu teknikte boya suyla az veya çok karıştırılarak değişik tonlar elde edilir. Tek renk kullanılan kağıtlar sert bir zemin üzerine ıslatılarak yapıştırılmalıdır. Süngerle veya fırçayla nemlendirilen kağıt genişleme yaptığında sert zemin üzerine bantlarla yapıştırılıp kurumaya bırakılır. Kuruyan kağıt küçülerek gerginleşir. Bu kağıt üzerinde isteğe göre; nemliyken veya kuruyken, ya da kuruyan yerler tekrar nemlendirilerek çalışılır. Resim bittiğinde kuruyan kağıt keskin bir uçla kesilerek çıkartılır.
Kağıtta istenen gerilmeyi sağlayan hazır suluboya blokları da vardır. Kenarlarından zamkla birbirine ve en altta sert bir mukavvaya yapıştırılmış bu bloklar çalışma için büyük kolaylıklar sağlar.
Kullanılan kağıtların nitelikleri suluboya resmin kalitesini etkiler. İnce ve kaba pürüzlü kağıtlarda değişik etkiler elde edileceğinden suluboya kağıdının yapılacak resme göre seçilmesi gerekir. Kağıt suluboya yaparken kullanılan malzemeler arasında en dayanıklısı ve aslında resmin ömrünü belirleyen malzeme olduğundan seçimi de çok önemlidir. Suluboya kağıdının en önemli dokuz özelliği şunlardır:
• Işığı yansıtır
• Resme bir zemin tonu verir
• Fırçaya ve göze bir zemin dokusu sağlar
• Belli bir miktar suyu emer
• Islatıldığında gerginliğini korur
• Boyayı iyi tutabilir
• Fırça darbesinden veya yapıştırıcıdan zarar görmez
• Kuruduğunda esnekliğini korur, boyutları değişmez
• Zaman içinde gerginliğini ve rengini kaybetmez
Çocuğun yaşı küçüldükçe kağıt boyutu büyümelidir. Yaşla kağıt ölçüsü ters orantılıdır. Ana okulundaki çocuklara mümkün olduğunca büyük kağıtlar verilmelidir. Çocukların kas gelişimleri göz önünde tutulmalıdır. Kağıt olarak da ambalaj kağıdı kullanılmalıdır. Ölçü olarak 50cmx35cm den küçük ambalaj kağıdı kullanılmamalıdır. Çalışma sırasında kağıt yatay bir şekilde tutulmalıdır. Aksi halde boyalar akar ve karışır.
Fırça: Suluboyada teknik gereği renkler ne kadar fazla su ile karıştırılırsa, o kadar ışıklı ve aydınlık düşerler. Bundan dolayı suyu tutan büyük fırçalar kulanmak faydalıdır. Fakat bu fırçaların ucunun noktalı olması da unutulamamalıdır. Ayrıca boya, süngerle sürülebileceği gibi püskürtme yoluyla da atılabilir. Boya sürüldüğünde ıslakken fazla suyu veya koyuluğu, emici kağıtlarla alınarak kurutulup renk tonu açılabilir.
Kullanılacak fırça suya girdiğinde sivri uç yapan ve kıvrılmayan tipten olmalıdır. Samur fırçalar sulu boya için en iyileridir. Çalışma türüne göre fırça kalınlığı değiştirilebilirse de 10 numara bir samur fırçayla en ince çizgiler çizilebileceği gibi büyük lekeler de rahatlıkla boyanabilir. Samur fırçalar pahalı olmalarına karşın iyi kullanıldığında bir ömür boyu kullanılabilir. Fırça hiçbir zaman kılları üzerine bırakılmamalı, her zaman temiz kullanılmalı ve kılların kıvrılmamasına dikkat edilmelidir.
Ana okulundaki çocuklara yine kağıt seçiminde olduğu gibi büyük boyda fırçalar verilmelidir.
Boya: Suluboya tipleri genellikle çeşitli tabletler biçiminde veya tüp içinde krem halindedir. Kağıt üzerine sürülmüş yoğun renklerden oluşan sulu boyalar pastel veya kalem boya şeklinde kağıda çizilip fırçayla sulandırılarak dağıtılan tipleri de vardır. Bu boyaların şeffaf (transparent) aguarel ve şeffaf olmayan (opak) tempera tipleri bulunmaktadır. Suluboyada beyaz renk genellikle kullanılmaz. Kağıdın beyazlığı beyaz rengin görevini görür. Sürülen renk; su çok boya az olursa şeffaflık çoğalacağından beyazlık çoğalır.
Piyasada satılan suluboya çeşitleri ana okulu çocukları için zararlı olduğundan bunları kollanmamak
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz